16 Şubat 2008 Cumartesi

Adı: Aylin

ADI: AYLİN
Ayşe Kulin
Remzi Kitabevi
Temmuz 1997 ISBN: 975-14-0599-8
16.Basım
Kitabın Alındığında Fiyatı: Etiket düşmüş :)
Okuduğum Tarih: 29.08.1999
Sayfa Sayısı: 341

"...Yükseltilmiş sahnede kapağı açık, maun bir tabut duruyordu. Uzun bir sıra oluşturan insanlar, tabutta yatan albay üniformalı Amerikan subayını selamlayıp, içlerinden dua ya da vada ederek, tabutun başından ayrılınca, yanan yürekleriyle gelip salondaki koltuklarda yerlerinin alıyorlardı. Herkes etrafa hakim olan ordu düzenin saygınlığını kutsar gibi sessizce ağlıyordu. Katafalkın üstünde, dört bir yanı rengarek çiçeklerle donanmış tabutta yatan kişi, bir askerden çok, oraya bir film çekimi için öylece uzanıvermiş bir Hollywood yıldızını andırıyordu. Bu albay üniformalı Amerikan subayı bir Türk kadınıydı..."
İşte bu kitap, kökleri Giritli Deli Mustafa Naili Paşa'ya kadar uzanan bir ailenin kızı olan Aylin Devrimel'in fırtınalı yaşamının öyküsüdür.
Altını Çizdiğim Satırlardan Bazıları:
..."Hayatta gri renkler vardır,"dedi Nilüfer. "Hiçbir şey siyah beyaz değildir. Hele sevgiler hiç değildir."
----------
..., peşinden koştuğu gerçek zenginliğin, dış dünyanın görkemli vitrinlerinde değil de insanların iç âlemlerinde bulunduğunu öğrenecekti.
----------
...Mişel akşamüstleri eve gelip klasik müziğini pkaba koyduğu zaman önceleri bu müzikten zevk alan, en azından zevk alıyormuş gibi gözüken Aylin, kendine bir kadeh şarap doldurup, çekip odasına gidiyor, kapısını da müziği duymamak için sımsıkı kapatıyordu.
...Evde de eskisinden çok daha az konuşmaya başlamışlardı. Başbaşa kaldıkları zaman gergin bir ortam oluşuyordu.
...Mişel yıllardan beri güvendiği, dayandığı, inandığı ve sevdiği tek erkekti.
Ondan asla vazgeçemezdi. Ama sıkılıyordu, SIKILIYORDU. Ruhu kanatlarını takmış, çırpınıp duruyor, bir türlü havalanamıyordu.
..."Ben hayattan değil, tekdüzelikten kaçıyorum, asıl sen bunun farkında değilsin"
... Aylin'in kitabında kötü, ayıp, günah diye kavramlar yoktu. İnsanlar dünyaya, başlarına gelebilecek şeyleri yaşamak için geliyorlardı. Her şey gelebilirdi başlarına. Bu nedenle hoşgörülü olmak şarttı. Ayıplamak, kınamak yanlıştı.

Hiç yorum yok: