7 Şubat 2008 Perşembe

Kırmızıyı Seçtim Aşk Mavinin Altındaydı


Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı!
Mehmet Y.Yılmaz
2002 İnkılâp Kitabevi
ISBN:975-10-1842-002-34-y-0051-0051

3.Baskı
Okuduğum tarih 21/06/2002
Sayfa Sayısı: 364



"Aşık oluyoruz, çünkü beynimiz var; düşünüyor, hissediyor, tepki veriyor... Aşık olduğumuz şey, karşımızdaki insana beynimizin atfettiği değerlerin tümü. Kimine göre güzellik olabilir bu, kimine göre akıl, kimine göre uyum yeteneği. Ama sonuç olarak, beynimizin yarattığı bir hayale aşık oluyoruz. Aşkın gözünün kör olduğu önermesi bu nedenle doğru. Aşık, beyniyle görüyor çünkü, gözüyle değil. Aşık olan kişi, beyninin görmesini emrettiği şeyi görüyor; normal insan gözünün görebileceğinin çok ötesinde bir görüş alanı bu..."
Altını Çizdiğim Satırlar:
Kadına 'cinsel ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan bir obje' olarak bakan...(ların) ...hayatında sevgiye yer yoktur.
....
Daralan gecede
Boş yere aramak sevinci
Beraberken acı yan
Ayrılınca neden böyle çekici
....
Aşıklar kavuşana kadar birbirlerine özen gösterirler. Yaptıkları bir davranışın, söyledikleri bir sözün nereye gideceğini hesaplarlar. Bu hesaplılık sevilen kişinin yüceltilmesini sağlar, ulaşılmazlığını vurgular. Erişilmezi elde etme isteği, tutkuyu iyice alevlendirir.
Kavuşmayı takip eden birlikte yaşama süreci, aşk yüzünden görülemeyen kusurların da ortaya çıkmasını sağlar. Alışkanlıklar eski özenin gösterilmesini angeller. O güne kadar kusurlarını görmediğiniz, diğrelerinden farklı olduğunu zannettiğiniz insanın aslında 'sıradan bir fani' olduğunu anladığınız anda aşkın bitiş süreci başlar.
....
Şeriat düzeni ile yönetilen ülkelerin hemen tümünde kadınlar ikinci sınıf varlıklar ve erkekler karşısında hiç bir hakları yok.
Bırakın çocukların velayeti ve miras hakkı gibi en temel konularda hak sahibi olmalarını, bazı ülkeler kadınların tek başına otomobil kullanmalarını, yanlarında aileden bir erkek olmadan alışverişe çıkmalarını bile yasaklıyor.
O ülkelerde kadınlar için tek bir özgürlük var: Erkeğin kölesi olmak.
....
Pakistan'da kadınlara yönelik aile içi şiddet suç olmadığı gibi erkekler için bir hak olarak görülüyor. Karılarını öldüren erkekler buna 'haklı' bir gerekçe gösterdikleri zaman (başını açmak istemişti, komşunun oğluyla konuşurken gördüm gibi) ceza almaktan kurtulabiliyorlar. Pakistan bu özelliğiyle kocalara karılarını öldürme hakkı veren belki de tek dünya ülkesi.
....
Buttu'nun açtığı yoldan daha sonra Ziya ül Hak, Benazir Butto, Navaz Şerif ve şimdi de Pervez Müşerref geçti Bu yolculuk Pakistan'da kadınların giderek ikinci sınıf vatandaşlar haline döndükleri, toplumsal yaşamdan tecrit edildikleri bir sürece de işaret ediyor.
....
Elizabeth Stone "Çocuk doğurmaya karar vermek, çok ciddi bir iştir. Bu kalbinizin ebediyen bedeninizin dışında da atacağına karar vermektiré diyor.
....
İstanbul'da bir anne 'bedeni dışında atan kalbi' durunca, hiç düşünmeden kendisini Boğaz Köprüsü'nün boşluğuna bırakıverdi.
'Bedeni dışında atan kalp durunca' bedenindekinin çalışmaya devam etmesinin bir anlamı kalmamıştı.
....
...bir çok erkek...kadınlara yönelik tacizi aslında bir tür 'hak' olarak görebiliyor...Bütün bunlar taciz ortaya çıktıktan sonra erkeğin geliştirdiği bir savunma taktiğinden ibaret. Kaldı ki kadın canı nasıl istiyorsa öyle giyinebilir, öyle gülebilir, öyle yaşayabilir. Bunlar bir başka erkeğe 'taciz hakkı' verdiği görüşü de aslında kadını ikinci sınıf bir yaratık olarak gören maço anlayışın sonucu.
....
'Güzel yada havalı olmak, dikkat çekici giyinmek, gülümsemek, arkadaşça davranmak, birlikte iş yapmak, iş yemeklerine yada seyahatlerine gitmek' şeklinde özetleyebileceğimiz durumlar belli ki bir çok erkek açısından 'kuyruk sallama' olarak nitelenebiliyor.
....
Tacizler çoğu zaman yaşını başını almış, mevki sahibi insanlar arasından çıkıyor. Bir yandan işyerindeki hiyerarşik konumun verdiği üstünlük, öte yandan 'geçip giden hayatın farkına varmak' şeklinde özetleyebileceğimiz bir ruh durumu buna yol açan.

Hiç yorum yok: