7 Şubat 2008 Perşembe

Denemeler

DENEMELER
Montaigne
Türkçesi: Sabahattin Eyuboğlu
Cem Yayınevi ISBN: 975-406-081-9
30.Basım: Temmuz 1999
Okuduğum Tarih: 16.11.2006
Kitabın Alındığı Fiyatı: Fiyat etiketi düşmüş
Sayfa Sayısı: 375


Sabahattin Eyuboğlu ilk baskısının önsözünde, "Montaigne'den yapılacak her seçme, ister istemez, eksikerim ve keyfi olacaktır... Montaigne'in bahçesinden her geçişte insan çok değişik demetler yapabilir." diyordu. Dördüncü basımının önsözünde ise " bu son baskı için Montaigne'in bahçesinde bir hayli dolaştım yeniden. bir kez daha anladım ki, insan gibi tükenmez bir maden bu Denemeler."
Altını çizdiğim satırlardan bazıları:

....Montaigne, okumayı ve gezmeyi bir aşk haline getirmiş. Gezilerde en çok sevdiği şey, yabancı bir yerde uyandığı sabahlar, yepyeni şeyler göreceğini düşünüp sevindiği an olurmuş. Bildiği yerlere pencereden bakmak bile ona sıkıntı verirmiş. Kitapları da tıpkı gezer gibi okurmuş.
....Kendimi olduğundan az göstermek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır. Kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır.
....Kendini olduğundan fazla göstermek de, çoğu kez gururdan değil budalalıktandır.
....Aklımızın istediği şey, iştahımızın da aradığı şey olsun.
....Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler.
....Hem ne diye hazlarımızla pisliklerimizi sarmaş dolaş edip hep bir yere koymuşlar?
....Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! o kadar rahatmısın ki rahatının yarısı sana batıyor.
....Zincirlerimizi götürürüz kendimizle birlikte; tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; döner döner bakarız bırakıpta gittiğimize; onunla dolu kalır düşlerimiz.
....Kırdım diyorsun zincirlerini;
Evet, köpek de çeker koparır zincirini,
Kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak.
....Her işin bütün koşullarını ve sonuçlarını arayıp hesaplayan adam karar vermekte güçlük çeker; orta bir kafa da işleri götürür, en iyi işçiler nasıl iş gördüklerini söylemekten aciz kimselerdir. Buna karşılık, yaptıklarını çok iyi anlatan kimselerin elinden iyi iş çıktığı pek görülmez.
....Solon bir gün demiş ki Krezus'a: "Talih ne kadar güleryüz gösterirse göstersin, ömürlerinin son günü geçmeden insanlar mutlu saymamalı kendilerini; Çünkü insan hayatı kararsız, değişkendir; ufacık bir eylem yüzünden bir durumdan bambaşka bir duruma geçiverir."
....Vicdan içimize korku saldığı gibi, suçsuzsak rahatlık ve güven verir bize.
....Bütün umudum kendimde. ....Bir başkasına bağlı yaşamak yürekler acısı ve belalı birşeydir. ....kendimiz bile güvenilir değiliz yeterince--asıl iş yürekli olmakta çünkü--
....Kadınları türlü yollardan aldatıp azdırıyoruz, kısacası. durmadan hayallerini coşturuyor, dürtüklüyoruz, sonra da dişiliklerine lanet okuyoruz. Doğrusunu söyleyelim: Biz erkeklerin hemen hepsi kendi günahlarından çok karısının günahlarından gelecek ayıptan korkar; kendi vicdanından çok karısının vicdanı üstüne titrer (Aman ne fedakarlık!) tek karısı ondan daha iffetli kalsın da hırsız olmaya, yemin bozmaya, karısının adam öldürmesine, afaroz edilmesine razıdır herkes...
....Talih insana bütün nimetlerini verse, onları tadabilecek bir ruh gerekir. Bizi mutlu eden, bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır.
....Ruhda ve bedende rahatlık olmadıkça, döşek rahat olmuş neye yarar? Vücudumuza bir iğne, ruhumuza bir dert girdimi, dünyalar bizim de olsa rahatımız kaçar. Kum sancıları bir başladımı, insan ne kadar devletli, haşmetli de olsa, tacını, tahtını, saraylarını unutmaz mı?
....Zamanlarını en iyi kullananlarda bilgi ve görgü hayatla birlikte olgunlaşabiliyor.
....Herkesin gözü dışardadır; ben gözümü içime çevirir, içime diker, içimde gezdiririm. Herkes önüne bakar, ben içime bakarım: Benim işim gücüm kendimledir. hep kendimi seyreder, kendimi yoklar, kendimi tadarım.

Hiç yorum yok: